3 Mayıs 2022 Salı

Dusuk Imdb Puanli ama Guzel Korku/Gerilim Filmleri

Son zamanlarda guzel film bulmak zorlasti, film aramanin kendisi de zahmetli bir is haline geldi. Sevdiginiz seylerin benzerlerini oneren sitelerden de istedigim verimi alamadim. Begeniler tamamen oznel oldugu icin zevklerinizle birebir ortusen oneriler bulmak da imkansiz gibi bir sey. Ben de buraya begendigim ve cogu kisiye sacma gelecek birkac film birakayim:)

Ilk film Bebek Oopsie, 2021 yapimi bir devam fimi. Onceki filmleri izlemedim, izler miyim de bilmiyorum ama Bebek Oopsie'yi cok sevdim. Bas karakter ve diger oyuncu secimleri hosuma gitti. Illa bas karakterin guzel ya da havali olmadigi bir film, hatta bir oyuncu haric diger oyuncular da o kadar dogaldi ki. Cogunlugu bir evin icinde geciyordu. Bas karakter bit YouTuberdi ve kanalinda her bolumde bir oyuncak bebek tamirini anlatiyordu. Sonra ona Chucky gibi bir bebek gonderiliyordu ve bu bebek cinayet islemeye basliyordu. Chucky ile temel fark da Chucky'nin psikopatca kendi hesabina calisirken Bebek Oopsie'nin bas karakterle olan bagi. Filmin sonunda ise hic beklenmeyen bir ters kose vardi. Imdb puani 5,3.

Ikinci film Innkeepers ise 2011 yapimi gerilim filmi. Bu film de artik pek musterisi kalmamis bir perili otelde geciyordu. Bu sefer bas karakter resepsiyondaki kizdi ve otelin reklami icin hayalet arastirmasina cikiyordu, sonra da paranormal olaylarla karsilasiyordu. Bu filmin de atmosferi bence cok basariliydi. Senaryosunu oyle guzel kurmustu ki surekli tedirgin ederek hos bir gerilim yaratmisti. Imdb puani 5,5.






Ucuncu film ise 2016 yapimi The Boy filmi. Bunun da daha sonra ikincisi cekilmis ve ikinci filmde Katie Holmes oynuyor ama henuz izlemedim. The Boy fiminde kus ucmaz kervan gecmez bir yerde bulunan bir koskte yasayan yasli bir cift ogullari icin murebbiye tutarlar ama cocuk kanli canli gercek bir cocuk degil bir oyuncaktir. Sonra cocugu murebbiyeye emanet edip giderler. Murebbiye cocukla yalniz kalir ve olaylar baslar. Bu filmin de ilerleyen kisimlarda rasyonel bir sekilde cozulmesi cok guzeldi bence. Gerilimi de yerli yerinde, atmosferi de basariliydi. Imdb puani 6,0.

18 Haziran 2018 Pazartesi

Son Zamanlarda Izleyip Begendiklerim III: Avrupa Filmleri

A Film with me in it (Icinde Oldugum Film?, ben cevirdim) Bu filmi izleyeli bayagi oldu aslinda ama bu ara tekrar izlemeyi dusunuyorum. Begendigim seyleri tekrar tekrar izleme gibi bir huyum var. Gecenlerde Black Books dizisini bitirince, bu filmi tazelemeye geldi sira.

Resme tiklarsaniz filmin Imdb sayfasina gidersiniz ve 6.7 puan aldigini gorursunuz ki bence hakszilik bu. Bana gore bu filmin puani yildizli 10. Gulmek, eglenmek istiyorsaniz, Ingiliz mizahindan hoslaniyorsaniz, garip garip kazalarin birbiri ardina geldigi bu filmi tavsiye ediyorum. Begenirseniz ustune Black Books, Shaun of the Dead, hatta Run Fatboy Run kaptirip gidin.






Le Couperet (The Ax) ya da Balta: Costa Gavras'in yonettigi, kapitalizm elestirisi Fransiz filmi. Basroldeki amcamiz senelerini verdigi sirkette ust duzey yoneticiyken, kuculme bahanesi ile isten cikarilir. Sonrasinda is bulamayinca siyirir ve olasi bir is ilanina alinma ihtimalini artirmak icin seri katile baglar. Amca film boyunca issizleri oldurmek icin evlerine gider, hepsi de malikane gibi evlerde yasamaktadirlar. Beyaz yakalinin, orta sinifin krizini anlatmis film, emekcilere dair bir sey yok, buradan eksi ama akicilik, sinema dili, amcanin oyunculugu cok iyiydi.





Dans la Maison (In the House) ya da Evde: Francois Ozon'un yonettigi ve kendisinin benim su ana kadar izledigim en iyi filmi. Diger izledigim filmleri, 8 Kadin, Havuz ve kisa filmleri idi. Bu film hepsinin ustunde, eger daha once Ozon izleyip sevmediyseniz, bu filme bir sans verebilirsiniz. Film, sorunlu ergenin, edebiyat hocasina yazip verdigi odevler uzerinden ilerliyor. Sonunda da ters kose yapiyor.














On Body and Soul (Beden ve Ruh Ustune): 2017 yapimi Macar filmi. Sorunlu abla, ruh esini ariyor temali film. Yonetmeni belgesel gecmise sahipmis, bu sayede filmde cok guzel doga cekimleri var, geyikli. Basroldeki abiyi de Kelime Oyunu yarismasinin sunucuna cok benzettim, biraz yaslamisi sanki.


Film bir mezbahada geciyor ve bu filmden once de baska bir film izlemistim orada diyordu ki et yeme, hayvanlarin derisini canli canli yuzuyorlar, suca ortak olma. Sonra ustune bu filmi actim, bu da mezbahada geciyormus meger, ben bazen filmleri izlemeden evvel hakkinda hicbir sey bilmemeyi daha cok seviyorum. Neyse bunda da anladim pis bir sahne gelecek, kapattim gozumu bekliyorum, hayvani kestiler herhalde dedim, meger once elektrik verip bayiltiyorlarmis ve canli canli derisini yuzuyorlarmis. Bu nasil bir canilik ya? Helal kesim diyorum, hatta toptan vejateryan olsak ya.

Filme donersek, bu sorunlu kiz bana Zeynep'in Sekiz Gunu filmindeki Fadik Sevin Atasoy'un canlandirdigi Zeynep'i hatirlatti durdu. Bence Turk sinemasinin en orijinal karakterlerinden biri Zeynep. Bu filmi de Turk sinemasi listemde yazayim. Ayni Zeynep gibi yemek yemesini tekrar tekrar gostermisler, uyuz hayatini rutinlerle anlatmayi tercih etmisler. Mezbahada gelisen bir olay uzerine bir sorusturma baslar ve psikolog calisanlarla tek tek gorusur, sonra da bu ciftin arasinda degisik bir iliskimsi baslar, aslinda baslayamaz, abla sorunludur cunku. Abiyi de zaten ilk gordugunde yaslisin, kolun soyle diye filan asagilar. Sonra olaylar, olaylar, -aslinda cok bi olay da olmuyor ya- gelisir.

Renk Uclemesi: Kirmizi Bu film eski bir film, niye bu kadar bekledim bu super filmi izlemek icin. Kieslowski'yi de cok severim halbuki. Insan hikayeleri, birbirine baglanan olaylar ya da birbirine sebep olan durumlar, rastlantilar. Filmin afisi bile filmin sonunda bu zincirin bir parcasi haline geliyor. Bu filmi cok sevdim, hatta hemen ardindan Mavi'yi izledim. Kirmizi kadar iyi bulmasam da kesinlikle cok guzel bir film Mavi. Beyaz'i henuz izlemedim, en zayif halka oldugunu dusundugum icin galiba. Eger uclemeyi izleyecekseniz Kirmizi'yi sona birakmanizi tavsiye ederim.









Bonus
Black Books: Bu diziyi cok gec kesfettim, simdi de bolumlerini tekrar tekrar izlemekten kendimi alamiyorum. Cok komik, cok sacma, tam kafa bosaltmalik. Ne zaman izlesem gulmeye basliyorum. Sanirim Black Books ve Forbrydelsen en sevdigim diziler. Bir de Burhan Altintop favori dizi karakterim. Hos, cok bir dizi gecmisim yok, ben biraz dizi dusmaniyim galiba. Dizi izleyecegime film izlerim diye dizilere hic bulasmiyorum. Ama artik dizi sektoru costu, kitaplari bile dizisi cekilir diye yaziliyorlar, edebiyat da dizilesiyor. Lost bile izlememis, Game of Thronesmus filan hic alakasi olmayan biriyim. Ufak tefek dizi izleme denemelerimde de icim bayildigi icin ilk bolumun bile devamini getiremeden biraktim. Zaten cogu ABD dizisi uyusturucu reklami icin cekilmis gibi geliyor bana. Icinde uyusturucu ozentisi ya da konusu barindirmayan dizi yok gibi.

Black Books'a gelirsek Londra'da Black Books adinda bir sahaf, onun huysuz sahbi Bernard Black, komsu dukkanin sahibi Fran ve Black Books'ta ise baslayan Manny. Bolumler bu uc karakterin etrafinda gelisiyor. Arada Fran'in dukkani kapaniyor filan, ama hic konusu bile olmuyor. Ustte uyusturucu ozentisi vs. diye bayagi saydirdim ama bu dizide de surekli alkol sigara var. Arada soyle bir fark oldugunu dusunuyorum, ABD dizilerinde bilincli bir yonlendirme burada ise kendi hayat tarzini dogrudan diziye yansitma var bence. Mazeret degil tabi ki ama Bernard Black'in pek rol oldugunu dusunmuyorum ben, adam kendini oynamis. En sevdigim bolumler Bernard'in disarida kaldigi bolumle, sarap yaptiklari bolum. Diger bolumler de cok iyi gerci. 3 sezon, 6'sar bolumden cok uzun bir dizi degil, tadinda birakmislar ama keske bir iki sezon daha olsaydi.

16 Haziran 2018 Cumartesi

Son Zamanlarda Izleyip Begendiklerim II: Amerikan Filmleri


 
Buffalo'66 Aslinda bunu izleyeli cok oldu ama tesadufen bir sitede gordum ve buraya ekleyesim geldi. Kisisel, cok tatlis bir film. Vincent Gallo yonetmis, oynamis, Christina Ricci var. Kara mizah. En sevdigim filmlerden. 
















Dead Man (Olu Adam) Jim Jarmush yonetmis, Johnny Depp oynamis. Muhtesem muzikleri ve goruntuleri olan, kendisi de muhtesem olan ruhani, hatta siir gibi film. Zaten surekli William Blake gondermeleri var filmde.
















Stranger than Paradise (Cennetten de Garip) Yine bir Jim Jarmush filmi. Sanirim Jim Jarmush'un en sevdigim filmleri bunlar. Night on Earth ve Coffee and Cigarettes de fena degildi ama diger izlediklerimi - Mystery Train, Down by Law'u  pek sevmedim, Only Lovers Left Alive'i da yarida biraktim.

Ama bu film bir baska. Basit ve alcakgonullu bir film, kendine has bir tarzi var. Filmin cogu uc kisinin konusmalari ve ic mekanda geciyor ama kesinlikle duragan degil. Aralarda kisa kisa karariyor film, ayrica siyah beyaz. Siyaz beyaz filmlere hep on yargim var acaba bayar mi diye. Ama bu film de, Olu Adam (Dead Man) de cok guzel filmler.








Hell or High Water (Iki Eli Kanda) Nerede okudugumu unuttum ama 2016'nin en iyi filmlerinden biri yaziyordu bu filmle ilgili. Ben de Teksas'ta yasayan biri olarak burasiyla empati kurmak icin izledim. Sonra bu filmin senaristinin baska bir filmini izledim onu da cok begendim, asagiya yazacagim.

Iki Eli Kanda filmi, iki kardesin ayakta kalma mucadelesi denebilir. Teksas usulu sisteme karsi bireyin mucadelesi. Filmde en cok begendigim sey, taraflar suclu ve polis olarak ikiye ayrilsa da aslinda ikisi de kurban, hep sistem kazaniyor diyor film. Duygusal ama vicik vicik degil, elestirel, cok guzel bir film.







Wind River (Kardaki Izler) Yukaridaki filmin senaristinin filmi. Bu sefer karli peyzaj ve bir cinayet arastirmasi; arastiran ise toy dedektif ile yardim istedigi iz surucu.

Filmin sonunda cok carpici bir bilgi vardi ve sok oldum: ABD'de kaybolan kizilderili kadinlari, kaybolan kadin istatistiklerine dahil etmiyorlarmis. Nasil ya?

Insan dogasi, mucadele ve kadinlarin guclu olmalari uzerine muhtesem kar manzaralarini da iceren bir film.








The Voices (Sesler) Pembeli sevimli psikopat film. Iyilik ve kotuluk melekleri yerine kedi ve kopegin surekli yorumlar yaptigi, gayet kanli seyleri sevimli sevimli gosteren degisik film. Kotu kotu seyler olurken bir bakmissiniz guluyorsunuz. Izledigim en ilginc filmlerden biriydi. Persepolis'in yonetmeni yonetmis. Filmin renkleri cok guzel bu arada.










Enemy (Kopyalanmis Adam) Jose Saramago'nun ayni adli kitabindan uyarlama. Kitabi okumadim ama filmi cok begendim. Biraz benzer konuda The Double filmi var, o da degisik bir film ama cogunu hatirlamiyorum o filmin.












The Endless (Sonsuz) 2017 yapimi guzel bir bagimsiz film. Birkac hafta once vizyon disi filmler gosteren nostaljik bir sinemada izlemistim. Gerilim filmi olarak lanse ediliyor ama aslinda duygusal temellere dayanan gizem filmi. Goruntuleri etkileyici, fikri orijinal, minimal butce ile cekilmis hos bir festival filmiydi.

13 Mayıs 2018 Pazar

Son Zamanlarda Izleyip Begendiklerim I: Iskandinav Filmleri


Kafa Avcilari (Headhunters ya da orijinal adiyla Hodejegerne) 2011 yapimi Norvec, Isvec, Danimalrka ve Almanya ortak yapimi. Jo Nesbo'nun romanindan uyarlama olan film, 12 dalda farkli festivallerde aday olmus ve 8'inden de odul almis. Turu suc, drama ve macera. 
Jo Nesbo'nun Nemesis kitabini okumustum, guzel detaylar vardi. Iskandinav polisiye edebiyatini ve filmlerini genel olarak seviyorum. Bu filmi cok begendim, iki kez izledim, daha da canim sikildikca acip izlerim. Komedi unsurlarinin basarili bir sekilde kullanilmasi begenmemde onemli bir etkendi. 

Hic trailer bakmadan izlemenizi oneririm, zira bilmeden izleyince cok daha carpici olacagini dusunuyorum.




Kraftidioten (Ingilizce ismiyle In Order of Disaapearance), 2014 yapimi Norvec, Isvec, Danimarka filmi. Turu komedi, suc, macera. Yilin vatandasi secilen ve oglu mafya tarafindan oldurulen buz temizleme memurunun mafyadan intikamini anlatiyor.












The Green Butchers (orijinal adiyla De grønne slagtere), 2003 yapimi Danimarka filmi. Basrollerinde Hannibal dizisiyle ve Jagten filmiyle unlenen Mad Mikkelsen ve idiots ve Reconstruction filmlerinde oynayan Nikolaj Lie Kaas var, filmin yonetmeni ise Anders Thomas Jensen. Ayni yonetmenin ayni oyuncularla cektigi baska filmler de var, ornegin 2000 yapimi Flickering Lights (bu film de guzel), Men&Chicken, Adam's Apples gibi.
Bu guzel filmin en zayif noktasi post produksiyona butce ayrilmamasi sanirim. Ne afisinde ne trailirinda is yok. O yuzden bunlara bakip karar vermeyin, dogrudan izleyin gitsin.
Benim en sevdigim filmlerden, bunu da birkac kez izledim, harika bir film.



Department Q: A Conspiracy of Faith (orijinal adiyla Flaskepost fra P), 2016 yapimi Danimarka, Almanya, Isvec Norvec ortak yapimi. Aslinda bu film Q Departmani'ni anlatan film serisinin ucuncu filmi, su siralar da serinin dorduncu filmi cekilmekte. Filmler, yazar Jussi Adler-Olsen'in kitaplarindan uyarlama. Ben bu serinin henuz filmleri cekilmeden once ilk kitabin uyarlandigi Kafesteki Kadin kitabini okumustum. Cok super bulmamistim ama kotu de degil. Filmini kitaba gore daha cok begendim, halbuki genelde tersi olur.
Basrolde, Behzat C'nin Dan versiyonu diyebilecegimiz, dagitmis, kafasi dumanli Carl Mock var. Bu karakteri ustteki filmde de bahsettigim Nikolaj Lie Kaas oynuyor. Yardimcisi ise Suriyeli Esad. Esad filmin komik ve insancil yanini temsil ediyor. Sonradan bir de sekreter ekleniyor ekibe. Tavsiyem ilk filmden baslayarak izlemek, benim favorim ise serinin yanda da afisi gorunen son filmi. Bence heyecan dozu bakimindan en yuksek tempolu film bu. Ama karakterlere asina olmak, departmanin kurulusunun hikayesi icin ilk filmden baslayip izlemek daha iyi olur. Yakinda dorduncu film de cikar. Serinin en az bir kac film daha devam edecegi soyleniyor.

1. film: Department Q: The Keeper of Lost Causes (2013)
2. film: The Absent One (2014)
3. film: Department Q: A Conspiracy of Faith (2016)
4. film: Journal 64 (2018)

Fanny ve Alexander (1982), Isvecli usta yonetmen Ingmar Bergman'in Tv serisi olarak cekilmis dizisi, 3 saat uzunlugunda. Sanat filmi izleme havanizda oldugunuzda bakilabilecek bir yapim.













BONUS
Forbrydelsen3 sezon suren Danimarka, Norvec, Isvec, Almanya ortak yapimi dizi. Pek dizi sever bir insan degilim ama bu dizi bir sekilde bagladi kendine. Ilk sezon yirmi bolum, tek bir cinayet cozulmeye calisiliyor. Ikinci ve ucuncu sezonlar daha kisa. Basrolde iletisim kuramayan Sarah Lund karakteri ve kazagi var. Guzel dizi, muzikleri cok etkileyici. Ilk sezonda, kurbanin ailesi derinlemesine analiz edilmis ve gercekci bir sekilde islenmis. Ikinci sezonda asker cinayetleri, ucuncu sezonda ise cocuk kacirma var. Ilk sezon en duygusali, ucuncu sezon en heyecanlisi, ikinci sezonun ise surprizi en sasirtani. Gerci ucuncu sezonun sonu da oldukca beklenmedik bir sekilde bitiyor. Sarah Lund'u oynayan aktris Sofie Gråbøl, ayni zamanda yukarida The Green Butchers filminin metninde bahsettigim Flickering Lights filminde de oynamis.
Bu dizinin Amerikan uyarlamasi the Killing, bizde de Nurgul Yesilcay'in oynadigi bir versiyonu cekilmis ama uzun surmeden yayindan kalkmis.

19 Aralık 2017 Salı

Hiperobje nedir?



2013 tarihli Hiperobjeler: Dunyanin Sonundan Sonra Felsefe ve Ekoloji (Hyperobjects: Philosophy and Ecology after the End of the World) kitabinda Timothy Morton, daha once "Ekolojik Dusunceler (The Ecological Thoughts)" kitabinda ortaya attigi Hiperobje terimini detayli bir sekilde tanimliyor.

Hiperobje nedir?

Insanlara kiyasla zamanda ve mekanda buyuk olcekli yayilmis seylere hiperobje deniyor. Ornegin, biyosfer, solar sistem ya da dunya uzerinde bulunan tum plutonyum, vs. ya da insan uretimi ve uzun omru olan seyler, mesela plastik bardaklar ya da torbalar. Hiper kisminin da vurguladigi gibi miktari diger nesnelerden acik ara fazla olan seyler. Bu yuzden onlari hicbir zaman tam anlamiyla anlayamayacagiz ve kontrol edemeyecegiz. Hiperobjeleri cok buyuk ve zamanda yayilmis olmalari sebebiyle butun olarak goremeyiz; ancak grafikler, entsrumanlar ya da deneyimlerimiz yoluyla anlamaya calisabiliriz. Kuresel isinma ornegini ele alirsak tumunu degil ama etkilerini ya da verilerini gozlemleyebiliriz, yillik hava durumu olcumleri, gunes yanigi gibi. Nesne-yonelimli ontolojiye gore, objeler kendi baslarina ve insan algisindan bagimsiz olarak varolurlar, yani biz gormesek de onlar varolmaya devam ederler. Direkt olarak deneyimleyemedigimiz hiperobjeleri ancak felsefe ve sanat yoluyla anlayabiliriz.

Morton'a gore hiperobjeler sayesinde sonunda antroposenle yuzlesebildik.

Antroposen nedir?

21. yuzyil Dunya jeolojik tarihi acisindan farkli bir donem olarak geciyor. Bu donemi anlatmak icin "Antroposen (Anthropocene)" terimi kullaniliyor. Terim ilk kez Nobel odullu, atmosferik kimyaci Paul Crutzen ve biyolog Eugene Stroermer tarafindan insanligin dunya uzerindeki etkileri ile baslayan jeolojik donemi tanimlamak icin kullanilmis. Crutzen'in 2002 tarihli Nature dergisinde cikan makalesinde kullanilan Antroposen, daha sonra diger disiplinlerde de siklikla kullanilmaya baslanmis. O zamandan beri sirf bu konu uzerine uc tane akademik dergi yayimlanmaya baslamis. Ekonomiden siire binlerce kitap ve makale basilmis. Terim, 2014 yilinda Oxford Ingilizce sozluge girmis. Antroposenin baslangic tarihi ile tartismalar olsa da, genel olarak antroposenin plutonyum izotoplarinin genis bir alana yayilmasina sebep olan nukleer test yuzunden 1950 yili ile basladigi kabul ediliyor. Timothy Morton, gelecekte jeologlarin kayalari incelerken katmanlar arasinda fosillesmis plastik ya da egzos gazlarindan kalan karbonu bulabileceklerini ve bunun da bizim gezegene olan etkimizin birer kaniti olacagini soyluyor. Su an ise bu surecin olusumuna taniklik ediyoruz. Morton, bu donemin ayni zamanda bir aydinlanma cagi oldugunu belirtiyor. Artik 60 yil onceki gibi bilincsiz degiliz ve gezegene yaptigimiz etkinin farkindayiz ve artik bilmezden gelemeyiz. O yuzden, su anda yaptigimiz her bir hareket cevresel bir sorun aslinda. Cunku her sey birbiriyle baglantili ve dongu icerisinde. Illa gidip Buyuk Set Resifi'nde mercan beyazlatmak degil, sadece klimayi acmak da etki etmek diyor Morton. Arabanizin kontagini cevirdiginizde Dunya'ya zarar vermeyi amaclamiyorsunuz ama sonucta olan bu. Morton'a gore her birey bu anlamda sucu paylasiyor. Bireysel eylemler teker teker onemsiz ve ihmal edilebilir miktarda gorunse de, milyon ve milyarlarla carpinca onemsiz miktarlar onemli sayilara donusuyor. Faturayi her bireye kesmesi sebebiyle Morton, solcular tarafindan elestiriliyor. Sol gorustekiler, Morton'un antroposen konseptini irk, sinif, toplumsal cinsiyet, somurgecilik konularini hice sayarak, sadece ayricalikli (beyaz, batili, erkek) bir sinifin eylemlerinin zararlarini tum insanliga maletmesini elestiriyor. Hatta antroposen terimi yerine "capitalosen (capitalocene)" terimi de one surulmus ama digeri kadar ilgi gormemis. Morton'a gore ise ekolojik aciliyetlere Marksist politik cevap ise bireyin etkisini tamamiyle gozardi ettigi icin ikiyuzlu. Morton, her gun benzin alan milyonlarca kisinin etkisini nasil yok sayacagiz diyor.

Dunya'ya zarar verdikce onun bir parcasi oldugumuzu daha iyi anliyoruz. Morton'a gore, artik dunya uzerinde insan disindaki her seyi kontrol edebildigimiz yanilgisindan vazgecmeliyiz, cunku hicbir zaman kontrol edemedik ama Dunya ile siki sikiya bagliyiz ve onun bir parcasiyiz. Yaktigimiz, attigimiz, bir sekilde kurtuldugumuzu sandigimiz her sey bize farkli bir sekilde geri donuyor, hava kirliligi gibi.

 
R&Sie Mimarlik tarafindan cevre sorunlarina dikkat cekmek icin tasarlanmis Dusty Relief isimli bina (2002) (kaynak: http://www.new-territories.com/roche2002bis.htm) Bu projede, alisik oldugumuz binalardaki artiktan kurtulma mantigi tersine cevrilmis; bina etrafindaki kiri, tozu ustune cekiyor ve kendine bu tozdan ortu olusturuyor. Sanat galerisi olarak tasarlanan bina, hiperobjelerin estetigi sekillendirmesine guzel bir ornek teskil ediyor. 

Dunya, cevre ya da doga, bizi icine alan bir kap gibi dusunuldugunde aslinda objelestirilmis oluyor. Morton bunu Aristocu metafizigin madde ve kazalar basligi uzerinden inceliyor. Kuresel isinmanin hava durumunu "kaza"dan maddeye donusturdugunu belirtiyor. Aristo'ya gore yazin kutup sogugu olursa bu kazadir. Ama asiri sicak olursa bu beklenen durumdur. Hava durumunda olusan bu her sapma diger deyisle"kaza" kuresel isinmanin bir belirtisidir. Hava, bir fondur (background) ama ornegin bir firtina olursa bu gecici olarak on plana (foreground) gelir. Kuresel isinma bu fon ve on plan ayrimini ortadan kaldirmistir. 

Hiperobjeler, etik anlayisimizi da yeniden gozden gecirmemiz gerektigine isaret eder. Baskasini, yabanciyi hatta "garip yabanci (strange stranger)"yi temel alan yeni bir etik anlayisina ihtiyacimiz var. Kelime oyunlari yapan Morton, kendi urettigi "garip yabanci" terimi ile bize sonsuza dek yabanci olan ve olacak olan kisileri kasteder; hicbir zaman herhangi bir yakinligimiz olamayacak kisileri. Bunu da Plutonyum ornegi ile aciklar. Plutonyumun en kisa yari omru olan izotopunun yari omru 24.000 yildan fazladir. Bugunden o gune, ki o gune insanlik kalir ise herhangi bir insan ile anlamli bir yakinligimiz veya alakamiz olamayacagini soyleyerek, onlarin garip yabancilar olduklarini belirtir. Oysa onlarin gelecekteki hayatlarini dogrudan etkileyecek kararlari biz bu zamandan alarak, onlarin hayatina etki ederiz. Dolayisiyla, hicbir zaman tanima imkanimiz olmayacak ve bizimle ilgisi olmayan insanlari goz onunde bulunduran bir etige ihtiyacimiz vardir. 

Kitap, genel olarak okumasi pek kolay olmayan bir kitap, dolayisiyla okumaya baslamadan once ne soyledigi ile ilgili fikir sahibi olursaniz daha rahat anlasilabilir. Yazarin dili cogu yerde anlasilmaz. Ek olarak, felsefe altyapisi gerektiriyor. Iyi okumalar.



Kaynakca

Morton, Timothy. Hyperobjects: philosophy and ecology after the end of the world. Minneapolis: University of Minnesota Press, 2014.
https://www.theguardian.com/world/2017/jun/15/timothy-morton-anthropocene-philosopher
http://www.hcn.org/issues/47.1/introducing-the-idea-of-hyperobjects

*Ayni yazi https://dopinglibaykus.blogspot.com/2017/12/hiperobjeler-dunyanin-sonundan-sonra.html adresinde de yayinlanmistir.

9 Mart 2017 Perşembe

Et Tutsulemek ve Tutsu Odasi

Elektrigin olmadigi zamanlarda etleri taze tutmak icin etler ya tuzlanir yani salamura yapilir ya da tutsulenirdi. Ulkemizde ise sucuk, pastirma ve kavurma seklinde depolanirdi. Gunumuzde ise artik bu yontemler depolamanin da otesinde damak zevki icin yapilmaya baslandi. Tutsu tadinda bira bulmak bile mumkun. Bizim konumuz ise etlerin nasil sucuk yapildigi ya da tutsulendigi degil, bunlarin mimari bir ihtiyaca donusmesi ve kendi mekanlari olan tutsu odalarini yaratmasi.

Gunumuzdeki endustriyel tutsuleme imkanlarinin olmadigi zamanlarda Ingiltere ve Kuzey Amerika'da ortaya cikan bir eklenti diyebiliriz tutsu odalarina. Gunumuzde de kendi etini evinde tutsulemek isteyen insanlar, bahcelerine tutsu odasi yapiyor veya yaptiriyor.

18. yy'dan bir tutsu odasi ya da binasi demek daha dogru. (gorselin kaynagi: http://www.nature.com/nature/journal/v529/n7585/fig_tab/529162a_F1.html)

A.B.D.'nin Kentucky eyaletinden eski bir tutsu odasi ornegi. (gorselin kaynagi: https://en.wikipedia.org/wiki/Smokehouse#/media/File:Reitman%27s_Smokehouse;_Campbell_County,_Kentucky.JPG)
Yigma tas tutsu odasi ornegi (gorselin kaynagi: https://www.gcv.org/Our-Blog/entryid/333)

TUTSU ODASI TASARIMI
Geleneksel tutsu odasi tasarimi, penceresiz, tek girisli ve havalandirmali ufak bir hacmin, konik veya piramit seklinde catiyla ortulmesinden olusmaktadir. Odunlarin yakildigi firin odanin icinde olabildigi gibi disina da konumlandirilabilir. Firinin disarida oldugu durumlarda, odun dumani borularla tutsu odasina tasinir ve asagi kisimdan odaya dagilmasi saglanir. Tutsu odasinin icinde etlerin asilmasi icin kancalar ve askilar bulunmalidir ve bu askilar etlerin rahatca dumanla temas edebilecegi kadar bosluk birakacak bicimde duzenlenmelidir. Dumanin cikisi icin havalandirma penceresi veya baca bulunmalidir. Havalandirma penceresi hava dolasimini saglamak icin olabildiginde yuksege yapilmalidir ve haserelere karsi pencereye tel gerilmesi gerekir. Tutsu odasi tugla, tas veya ahsap olabilir.

Asagida 1965 yilinda Dakota Devlet Universitesi Ziraat Bolumu tarafindan tasarlanan bir tutsu odasinin plan, kesit ve aksonometrik gorunusleri bulunmaktadir:


Plan (Beton zemin ve yerde duman girisi, ahsap struktur, ayrica yerde tuz kovasi bulunmaktadir.)
Kesit (Firin odanin disindadir ve duman boruyla tasinir)
Aksonometrik Gorunus (On kisimda tel gerilmis havalandirma penceresi ile onunde acilir kapinir kapak)
(Gorsellerin kaynagi: http://www.meatsandsausages.com/smokehouse-plans/smokehouse-frame-5695) Bu sitede baska tutsu odasi ornekleri ve et tutsulemeye dair bilgiler bulunmaktadir. 

Bir baska tutsu odasi ornegi (gorselin kaynagi: https://www.littlethings.com/diy-backyard-smoke-house/) Sitesinde adim adim nasil tutsu odasi yapilacagi anlatiliyor. Tugla subasman, ahsap govde. Bu ornekte havalandirma penceresi yerine catida baca bulunmaktadir.

Gunumuzde yapilan tutsu odasi tasarimlari fonksiyonel olup, mimari bir estetik tasimamaktadir; zaten mimarlar tarafindan da tasarlanmamislardir. 

Konuya ilgi duyanlar icin iki kitap onerisi ile bitirelim:


29 Aralık 2016 Perşembe

Beyaz Esya Kaplamasi

Eski beyaz esyalarinizi mutfaginizin rengiyle ya da yeni aldiginiz baska bir beyaz esya ile uyumlu hale getirmek icin yapilabilecekler:

1. Paslanmaz celik cikartma ile kaplamak (Sanirim henuz Turkiye'de satilmiyor ama alisveris sitelerinde Con-tact Brand Metal FX ve Faux Stainless olmak uzere iki marka bulunuyor)
oncesi                              sonrasi
(gorselin kaynagi: http://theawesomedaily.com/30-relatively-simple-things-to-make-your-home-more-awesome/)

Asagidaki videoda cikartmanin nasil uygulandigi anlatiliyor:
(Videonun kaynagi: https://www.youtube.com/watch?v=zj0I6JD6ros)
Bir baska secenek ise cikartmalarla desen olusturmak:
























2. Boyamak
Paslanmak celik, gumus, altin, siyah ya da mutfak renginize uygun baska bir renk. Yazilabilir boya ile boyarsaniz buzdolabinizda kara tahta gibi kullanilabilen, gunun menusunu yazabileceginiz ya da cocuklarinizin resim yapabilecegi bir yuzey elde edebilirsiniz.

oncesi                           sonrasi

















(gorselin kaynagi: http://www.thekurtzcorner.com/2014/07/diy-chalkboard-refrigerator.html)

Asagidaki videoda beyaz bir buzdolabinin paslanmaz celik gorunumunu almasi icin nasil boyanabilecegi anlatiliyor. Video Ingilizce ama dil bilmeden de anlasiliyor.

beyaz buzdolabini paslanmaz celik rengine boyama:

(videonun kaynagi: https://www.youtube.com/watch?v=_bpzHRLmiNY)

3. Diger seceneklere gore daha masrafli ama zarif bir secenek ise beyaz esyayi dolabin icine gizlemek. 2016 yilinin mutfak trendlerinden birisi ayni zamanda.






















(gorselin kaynagi: http://theinspiredroom.net/2013/11/18/gray-and-white-kitchen-ideas/)







(gorselin kaynagi: https://tr.pinterest.com/pin/556968678886086396/)




















(gorselin kaynagi: https://tr.pinterest.com/pin/556968678886086396/)




















(gorselin kaynagi: http://www.houzz.com/projects/61970/Custom-Showroom-Kitchen)