6 Eylül 2015 Pazar

Ofislerin Gözdesi Koltuk

Daha önceki yazılarımda ofis tasarımının yeni bir istikamette yol aldığından ve farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek bölümlenmelere gittiğinden söz etmiştim. İnternette gezinirken karşınıza çıkan yeni ofis tasarımlarında, kısa ve gayri resmi toplantılar ve görüşmeler için ihtiyaç duyulan alanı tanımlamak için kendi alanını kendi tanımlayan koltuk olarak Vitra Alcove koltuğun sıklıkla kullanıldığını görmüşsünüzdür. Tasarımı Ronan&Erwan Bouroullec imzalı Vitra Alcove:

Vitra Alcove_üstteki kabin versiyonu_alttaki masalı versiyonu
Tek kişilik çalışma modülü

Vitra'yı sadece seramik ve vitrifiye markası olarak bilenler için burada bir parantez açalım (Vitra, 1953 yılından bu yana mobilya ve aksesuar üreten, hatta Eames Lounge Koltuğu, Panton Sandalyesi gibi dünya çapında meşhur efsane sandalye ve koltukları üreten İsviçreli bir firmadır. Daha çok bilgi için sitesini ziyaret edebilirsiniz: www.vitra.com. Web sitesi benim en sevmediğim karışık menülü sitelerden. Ana menüyü en alta koymuşlar, bilginiz olsun:) Ek olarak Vitra'nın tasarım müzesi de bulunmaktadır. Yolunuz Basel taraflarına düşerse ziyaret edebilirsiniz. İnternet sitesini de yazalım: http://www.design-museum.de/en/information.html)
Verner Panton imzalı Danimarka endüstriyel tasarımının ikonlarından biri kabul edilen Panton Sandalyesi 
Charles ve Ray Eames imzalı Eames Lounge Koltuğu ve ottomanı

Alcove koltuğu illa toplantı, görüşme için değil, kafa dinlemek, konsantre bir şekilde çalışmak için de kullanabilirsiniz. Tabi bu saydıklarım ofis kullanımına dair olasılıklar. Alcove koltuğu evlerde de kullanabilirsiniz.

Her ne kadar İsviçreli firma deyince bir kalite beklentisi oluşuyorsa da Alcove koltuk bende bir İsveçli İkea etkisi yapıyor. Duruşunda bir basitlik, bir ucuzluk havası alıyorum.

Yerli muadillere geçmeden Vitra'yı takdir ettiğim bir konuyu da yazayım. Belki burayı okuyan bir yerli mobilya firması olur da, biz mimarlara bir kolaylık yapar. Vitra'nın sitesini, menüsünü beğenmiyorum, karışık buluyorum ama gerekli bilgilere ulaşıyorum. Renk_Malzeme_Ölçü_Malzeme ile İlgili Sertifika vs_CAD Dosyası. Allahaşkına bizim en büyük mobilya firmalarında yok bu bilgiler. Birkaç üründe buluyorsunuz ama, tüm ürünlerde yok. Rengi var, malzemesi yok, kaplaması yok, cad dosyası hak getire. 2 boyutlusu var, 3 boyutlusu yok. Hep bir şeyler eksik, hep bir şeyler yarım yamalak. Neden hiçbir işi düzgün ve düzenli, birbiriyle tutarlı ve standart yapamıyoruz? En basit bir siparişi verebilmek için bile on kere kartela istemek, yüz kere eposta atmak mı lazım? Bu kadar enerji ve zaman kaybetme lüksümüz var mı? Baştan bir sistem oturtmak bu kadar zor olmamalı. Herkes için kolaylık olması açısından lütfen şu web sitelerinizi doğru düzgün bir formata getirin artık. Hem kendi çalışanlarınıza hem de bize eziyet etmeyin. Çok doluyum bu konuda:(

Vitra'ya o kadar para vermeyim, hem yerli malı yurdun malı diyorsanız (Ben demek istiyorum) o zaman yerli alternatiflerimize bakalım:

Derin Design'dan Derin Sarıyer imzalı Tun Koltuk (Alcove'dan kat kat güzel bence:)
İncelemek için bkz. www.derindesign.com

Ersa Mobilya'dan Ece Yalım Design Studio imzalı Envelope. Envelope'un tasarımı konuyu bir adım ileri götürmüş: Gerektiğinde açılabilecek ve daha dışa dönük olabilecek, gerektiğinde ise mahremiyet sağlamak üzere kapanabilecek yan kanatlar. Bence çok başarılı. Renk seçimleri daha canlı renklerden olsaymış keşke. 
İncelemek için bkz. www.ersamobilya.com

B&T Design'dan B&T Tasarım ekibi imzalı Cube (üstteki) ve Jobs (alttaki)
İncelemek için bkz. www.b-t.com.tr
Son olarak, bu mobilyaların hiçbirini yakından dahi görmedim, üstüne oturmadım, test etmedim. Dolayısıyla, rahatlığı, kumaşı, kalitesi ile ilgili bir yorum yapamıyorum. 

Yaratıcılık dolu günler dilerim...








1 Eylül 2015 Salı

Fluxxlab

Bugün projelerine bayıldığım Fluxxlab'ı tanıtacağım. Hem yurtdışında mimarlık üstüne düşünen, üreten insanlar neler yapıyormuş öğrenelim.

Fluxxlab sürdürülebilir enerji üzerine çalışmalar yapan, özellikle de küçük miktarlardaki insan gücünü elektriğe çevirmeye odaklanan projeler üreten bir oluşum. Fluxxlab, Columbia Üniversitesi'nde Mimari Tasarım konusunda yüksek lisans yaprken tanışan ikili Jennifer Broutin ve Carmen Trudell'den mütevellit.

Projelere gelince gerçekten takdire şayan. Örnekle anlatalım. Örneğin kapıyı itiyorsunuz, ufak da olsa bir enerji harcıyorsunuz. Fluxxlab'in geliştirdiği sistemle enerjiniz sadece kapıyı açmaya gitmiyor; aynı zamanda elektrik olarak sistemde depolanıyor ve aydınlatmada kullanılıyor. Powerslide projesi tam da bu anlattığım örneği barındırarak insan, teknoloji ve mimari arasında enerjiye dayanan metabolik bir ilişki tanımlıyor.


Bir başka proje de kişisel güç istasyonu. Kendi yaptığınız güç istasyonu sayesinde eski model kalemtraşların koluna benzeyen kolu çevirerek sonradan kullanılabilecek güç depoluyorsunuz. Paolo Bacigalupi'nin distopik romanı Kurma Kız'ı okuyanlar varsa, orada aynı bu mantıkla çalışan yaylar vardı. Elektriğin olmadığı gelecekte geçen romanda fillerin gücünü yaya hapsederek, elektrik yerine kullanıyorlardı. Benzer projelerin yakın gelecekte daha da yaygınlaşıp hayatımızın bir parçası haline geleceğini düşünüyorum.


Daha derinlemesine araştırmak isteyenler için web adresini verelim: www.fluxxlab.com