22 Aralık 2012 Cumartesi

Asansör Panelleri





Asansör paneli standart olur deyip geçmemek gerekiyor. İlk fotoğrafta Galata Kule'sine çıkan asansörün paneli görülüyor. Hoş ve kuleye özel olmuş.

İkinci fotoğraf ise A.B.D.'de bir otelin asansör paneli. Dikkatli bakarsanız görme engellilerin kullanabilmesi için yapılmış olan dokuyu görebilirsiniz. Ben ülkemizde buna benzer bir uygulama hiç görmedim. Umarım vardır da ben henüz rastlamamışımdır. Maalesef engelli dostu tasarımlar ve uygulamalar yok denecek kadar az. Engelli dostu tasarım deyince ise engelli tuvaleti ve rampası dışında aklımıza pek bir şey gelmiyor. Halbuki bu çok kapsamlı bir konu ve ciddi bir biçimde ele alınması, şehir planlamasından, iç mimariye kadar her ölçekte ayrı ayrı düşünülmesi gerekiyor. Yasalarca zorunlu tutulmadıkça da maalesef mimarların, tasarımcıların ve işveren firmaların inisiyatifine kalıyor.

Kamusal Alanda Led Kullanımı







Birinci ve ikinci fotoğraflarda görülen led kaplan figürleri, Labotary for Visionary Architecture (LAVA) tarafından 2010 yılında Avustralya'nın Sydney kentinde Çin Kaplan yılını kutlamak için hazırlanmıştır. Alüminyum ve barisol gibi geri dönüştürülebilir malzemeden imal edilen zhezhi (Japon kağıt katlama sanatına origami, Çin kağıt katlama sanatına ise zhezhi denmektedir. İkisi arasındaki temel farklılıklardan birisi orgiami yapımına kare bir kağıt ile başlanırken, zhezhi de üçgen şablonlar kullanılmaktadır.) kaplan figürleri düşük enerji tüketimli led ışıklar ile aydınlatılmaktadır. Bu kaplanlar daha sonra World Wild Fund for Nature (WWF) tarafından kaplanların korunmasına dikkat çekmek amacıyla dünya turuna çıkarılmıştır. Fotoğraf çekildiği sırada kaplanlar Berlin ana tren istasyonu çıkışındaki meydanda bulunmakta idi. Bilinç yaratmanın yanı sıra hem dekoratif hem de aydınlatma amaçlı kullanılmış.



İkinci fotoğraf ise Frankfurt'ta bir parktan. Banklarda rengi değişen ledler kullanılmış.

İstanbul Manzaraları








28 Eylül 2012 Cuma

Akkarınca Yuvaları

(Fotoğraf: Shelia Ellen)



Fotoğraflardaki dev yapılar mini minnacık akkarıncaların yuvaları. Aynı zamanda mimariye ilham verici olağanüstü formlara sahipler. Günümüz mimarisinin bilgisayar destekli olarak veriler ışığında çıkardığı organik formları akkarıncalar içgüdüsel olarak oluşturuyorlar.


Akkarınca yuvasından bir kesit (Fotoğraf: Robert Siegel)


Akkarıncalar (Fotoğraf: Peter Essick/Aurora)



Zimbabwe'nin Harare kentinde inşa edilen ve çevre kontrolü sağlama açısından biyomimetik mimari örneği sayılan (yani doğayı taklit ederek çözüm üreten) Eastgate Center'a akkarınca yuvaları ilham vermiş.

Yolunuz Avustralya'ya düşerse Kakadu Ulusal Parkı'nda akkarıncaların şaheser yuvalarını ziyaret edebilirsiniz.


16 Ağustos 2012 Perşembe

Muhteşem Kütüphaneler

Milletçe pek okuma alışkanlığımız olmadığı için etrafta çok kütüphane de göremiyoruz ya da kütüphane olmadığı için çok kitap okumuyoruz. Sanırım bu iki durum karşılıklı birbirini etkiliyor. Asgari ücretin karın doyurmaya yetmediği ülkemizde insanların kitap alıp okumasını beklemek de hayalcilik oluyor. Bu noktada kütüphanelerin ne kadar gerekli olduğunu belirtmeye gerek bile yok. Maalesef üniversitelerimizin kütüphaneleri bile hayli yetersiz. Çoğu zaman okumak, bilgilenmek ancak kişisel çabalarla oluyor. 

Aşağıda mimarileriyle göz dolduran asırlık kütüphaneler var. Ben bir kaç tanesini seçtim. İsterseniz http://curiousexpeditions.org/?p=78 linkinden başka birçok kütüphane görseline ulaşabilirsiniz. Bol okumalı günler...






17 Temmuz 2012 Salı

Doğal Havuz - Yüzme Göleti

Doğal havuzlar çıktığından beri (İlki Avusturya'da 1985'te yapıldı ama çevre bilinci iyice oluşana kadar hak ettiği ilgiyi yeterince sağlayamadı.) eski tip havuzların pabucu dama atıldı. Biotop olarak da anılan doğal havuzlar çevreyle bütünleşme konusunda bir hayli yol katetmiş görünüyor. Süs göleti ya da yüzme göleti olarak tasarlanıyor.


Öncelikle temizliği doğal yollarla sağlanıyor. Bakım masrafı az, kimyasal kullanılmıyor. Hem çevreci hem ekonomik. Kurulum maliyeti de diğer havuzlar ile kıyaslandığında daha düşük. Havuz, bitkiler ve toprakla yakın temas içerisinde. Geniz yakan, mayo solduran klor yerine özel bir filtre ile biyolojik hijyen sağlanıyor.


4 Temmuz 2012 Çarşamba

Yeşil Bina



Avrupa Birliği'nin dayatmaları ile de olsa Türkiye'de son yıllarda mimaride enerji tasarrufu ve temiz kaynak kullanımı konularında uygulamalar yapılmaktadır. Enerjiyi boşa harcamamak ve çevre bilinci oluşturmak için daha önümüzde çok yol olduğu kesin. Umarım bu çabalar dayatmalardan ve bir avuç gönüllünün  çalışmalarından ibaret kalmayarak içselleştirilir. Gerçi kaynakların bir bir tükenmeye yüz tuttuğu zamanlarda başka çare de yok gibi. Geç olmadan (Zaten yeterince kaldık, ABD ve Avrupa'nın 1970'lerde yaptıklarını biz daha yeni yapıyoruz) aciliyetle tedbir almalıyız.

Maalesef çoğu alanda olduğu gibi ekolojik mimaride de kavramlarla ilgili kafa karışıklığı ve içi boşaltılmış terimler karşımıza çıkıyor. Yeşil bina yapmayı, teraslara çim ekmekten ibaret zannedenler, birtakım estetik(!) kaygılar uğruna, enerji tasarrufu yapan tasarımlara burun kıvıranlar var. Halbuki çim ekmek demek aşırı su tüketimini göze almak demektir. Konfora ve lükse, baştan düşünülmemiş tasarım fukaralıklarını kapatmak için para harcamaya yüklenerek değil, akılcı yollarla tasarlayarak en uygun ve en uzun ömürlü olacak şekilde ulaşmak gerekir.

Ülkemizdeki yeşil bina uygulamalarından iki örnek:

Diyarbakır Güneş Evi: http://www.gunesevi.org/default.aspx . 2008 yılında Diyarbakır Belediyesi tarafından Sümerpark Ortak Yaşam Alanı içerisinde, eğitim ve uygulama alanı olarak inşa edilmiş olup, enerji-ekoloji eğitimleri ile çevre bilinci oluşturmakta ve araştırmacılar için kapılarını açık tutmaktadır. Ayrıca web sitesinde dosyalar bölümünde faydalı ve konuyu etraflıca özetleyen sunumlara bakabilirsiniz.

Ankara Ostim'de Yüksek Performanslı İdare Binası: http://www.dijimecmua.com/index.php?c=sw&v=18&s=475&p=48

Güneş enerjisini soğutma amaçlı kullanan Türk Mühendis Dr. Ahmet Lokurlu, Time'da hakkında çıkan yazı: http://www.time.com/time/specials/2007/article/0,28804,1663317_1663322_1669933,00.html

Ekolojik mimarinin gündemini yakından takip etmek ve konuyla ilgili aydınlanmak için güzel bir site: Türkiye Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği: http://www.cedbik.org/

29 Haziran 2012 Cuma

Sihirbazların Sırları





Küçüklüğümden beri merak ettiğim sihirbazlık numaralarının ardındaki sırları bir çırpıda, üstelik de eğlenerek öğreniverdim. Süper bir oyun...

http://www.kraloyun.com/Oyun/Muekemmel_Sihirbaz

4 Haziran 2012 Pazartesi

Çizgi Mobilya Sistemi





Aykut Erol'un tasarımı olan Line Serisi kesintisiz bir çizginin oluşturduğu mobilyalardan oluşuyor. Minimal ve işlevsel olan tasarım, 2006 yılında İstanbul Design Week'de "Yılın En İddialı Tasarımı" ödülünü kazanmış.

Yanılsamalı Masalar



31 Mayıs 2012 Perşembe

Bebek Kollu Seramik Süt Kutusu


Tasarımı KRASZNAI Seramik'e ait.

Gölgeli Sandalye


Tasarımcısı Chris Duffy. Sürreal ve orijinal bir sandalye olmuş.

Koltuk Ranza





DOC hem koltuk hem ranza yatak. Çekyatın aşmış bir versiyonu. Detaylı bilgi için bkz. http://www.bonbon.co.uk




Raflı Yatak

Nottinghamlı Karen Babel adlı tasarım öğrencisinin Nottingham Trent Üniversitesi, Mobilya ve Ürün Tasarımı Bölümü lisans mezuniyet projesi olan yer tasarruflu raflı yatak 2005'te Londra'da düzenlenen New Designers sergisinde ödül almış.

Karton Yatak





7mm kalınlığındaki oluklu mukavvadan it design tarafından tasarlanan itbed . Çok taşınanlar ya da misafirler için ideal. Aynı zamanda çevreci ve minimal. http://www.it-happens.ch adresinden ulaşabilirsiniz...

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Boru Kitaplık


 Etsy'de rastladım, gerçekten çok yaratıcı...

Yer Tasarruflu Duş Kabini


Metrekare fiyatlarının 4000$'ları bulduğu günümüz rezidans(!) projelerinde 1+1'lere de artık geniş yer ayrılıyor. Peki size net 40-50m² yaşam alanı sunan bir dairede yer tasarrufu yapan mobilya ve vitrifiye elemanları kullanılıyor mu? Tabi ki hayır. Yurt dışında bahçeli ev alınacak paraya satın alınan 3+1 dairelere bile sığmak zorken paranızın yettiği kadar alana sığmak sizin sorununuz. Umarım bir gün bilinçli kullanıcıların ve müteahhitlerin (imkansız biliyorum!) isteklerinin ve idealist mimarların tasarımlarının belirlediği bir ortamda klasik bir ev planı yerine tasarımda inceliklerin ortaya çıkardığı zenginlik için konuşuyor oluruz. Bunun ucu da mimarlık bilincine kadar gidiyor. Mimarlığı iç mi dış mı düzleminde algılayan, mimarın ne iş yaptığı ile ilgili fikri bile olmayan müşterilerin tasarımdan beklentileri elbette tasarım anlamında minimal düzeyde olacaktır. İyi malzeme kullanmak, pahalı aksesuarlar yerleştirmek, teknik gereklilikleri yerine getiriyor olmak kaliteli mimariyi garantilemez. Romalı mimar Vitrivius'un taa M.Ö. 1. yy'da belirttiği gibi mimarlık demek "Utilitas, Firmitas, Venustas"  (kullanışlılık, sağlamlık, güzellik) demektir.