Örneğin bir inşaat firmasını ele alın. Şantiyeye giden, toplantıya katılan vs. çalışanlar için sürekli bir masayı yarı boş tutmak yerine uzunca bir masa koyuyorsunuz, adına da vardiya masa diyorsunuz. Dışarıda işi bitip gelen, dizüstü bilgisayarını kuruyor buraya ve burada çalışıyor. İşi olunca çıkıyor ve o yer bir başkası tarafından kullanılıyor. İş yerleri bu çalışma düzenine geçmeye pek hevesli görünüyorlar. 50 kişi kapasiteli bir ofise 80 kişiyi sığdırmak elbette şirket sahiplerinin ağzını sulandırıyor. Bu sistemi az önce de belirttiğim gibi çalışanları seyyar olan ofislerde uygulayabilirsiniz. Çalışanlar için de motivasyon açısından cazip yönleri yok değil. Ofisler gitgide kafelere benzemeye başlıyor. Uzun masalar ya da bistro tezgahlar, rahat koltuklar ve sehpalar, kablosuz ağ ve dizüstü bilgisayarlar, kahve ve çay makineleri. Sosyalleşmeye ve çalışmaya aynı anda imkan sağlayan bir düzen, duvara bakarak çalışmaktan çok daha güzel.
Fotoğraf: Michelle Young
Google, Facebook, Wal-Mart, Allianz gibi çok uluslu şirketlerin ilginç tasarımlı, sıcak ve oyunlu ofislerinin, ofis tasarımına yeni yaklaşımlar getirerek diğer ofisleri de dönüştürmesi kaçınılmaz görünüyor. Özellikle kurumsal şirketler bu yeni akımın peşine takılacak ilk grup. Küçük ve orta ölçekli şirketlere ne zaman gelir bilmem ama bu fikir aklıma bir Zaytung haberini getirdi: http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=52138
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder